San Marco Kilisesi’nin Mimari Özellikleri

0
37

Francesco Sansovino, San Marco Kilisesi’nin yalnızca büyüklüğüyle değil, mimari tarzıyla da dikkat çektiğini yazar. Özellikle kilisenin Yunan tarzında, yani maniera greca olarak tanımlanan bir üslupla inşa edildiğini belirtir. Bu ifade, Rönesans döneminde Bizans mimarisinin nasıl algılandığını anlamak açısından oldukça önemlidir. Sansovino’ya göre, kilisenin planı çok yetenekli bir usta (maestro) tarafından hazırlanmış, fakat cephesi başka bir kişi tarafından “Alman tarzında” (una compositura tedesca) tasarlanmıştır. Bu nedenle yapının planı ile cephesi arasında belirgin bir uyumsuzluk bulunmaktadır.

Bu yorum, o dönemde Orta Çağ yapılarının Rönesans sanatçıları ve yazarları tarafından nasıl değerlendirildiğini yansıtması açısından dikkat çekicidir. Sansovino’nun değerlendirmeleri, dönemin estetik anlayışı ile eski yapıların nasıl yeniden tanımlandığını gösterir Bizans’ın Zor Döneminde Venediklilere Ayrıcalık.

Bizans Etkisinin İzleri

Venedik, tarih boyunca Bizans ile güçlü bağlar kurmuş ve bu ilişkiler mimariye de yansımıştır. San Marco Kilisesi, Bizans başkentindeki Havariler Kilisesi’ni (Aposteleion) örnek alarak inşa edilmiştir. Bu benzerlik sadece genel yapı planında değil, süslemelerde de açıkça görülür. Özellikle iç mekânda kullanılan mozaikler, Bizans etkisinin en belirgin izlerinden biridir.

San Marco Kilisesi’nin tasarımından uygulamasına kadar olan süreçte, Bizanslı ustaların ve mimarların görev aldığı düşünülmektedir. Bu durum, Bizans’ın mimarlık bilgisinin Venedik’e ne denli derin bir şekilde aktarıldığını göstermektedir.

IV. Leon ve San Zaccaria Kilisesi

Sansovino, Bizans İmparatoru IV. Leon’un (775-780) Venedik’teki San Zaccaria Kilisesi’nin yapımı için yalnızca maddi destek değil, aynı zamanda yetenekli mimarlar gönderdiğini de aktarır. Bu olay, Bizans mimarlık kültürünün Venedik’e doğrudan nasıl taşındığının başka bir kanıtıdır. Ayrıca IV. Leon’un Zekeriya Peygamber’e ait kutsal emanetleri de bu kiliseye yolladığı belirtilir. Bu sayede sadece mimari değil, dini ve kültürel bağlar da kuvvetlenmiştir Tours Sofia.

Şehir Merkezinde Bizans Etkisi

Venedik’in şehir merkezi oluşturulurken de Bizans’tan ilham alındığı görülür. San Marco Kilisesi ile kökenleri 9. yüzyıla uzanan Doge Sarayı (Ducale Sarayı), birbirine çok yakın olacak şekilde planlanmıştır. Bu yerleşim biçimi, İstanbul’daki Ayasofya ile Büyük Saray’ın yakın ilişkisini andırır. Yani dini ve siyasi otoritenin yan yana konumlanması, bir bilinçli tercihi yansıtır.

Francesco Sansovino, kilise ile sarayın “eskiden olduğu gibi” bitişik olmasını, barışın ve dinin birlikte yürütülmesinin bir işareti olarak yorumlar. Bu yorum, Venedik’in kendi merkezi gücünü oluştururken Bizans’tan aldığı ilhamı ve bu ilhamın şehir planlamasına nasıl yansıdığını net bir şekilde ortaya koyar.

Bizans’tan Doğan Venedik Estetiği

San Marco Kilisesi, hem mimari üslubu hem de şehir merkezindeki konumu ile Venedik’in Bizans’tan ne kadar etkilendiğini açıkça gösterir. Gerek yapının planlamasında kullanılan yöntemler, gerekse Bizans’tan gelen ustaların katkıları, Venedik’in bir dönem parçası olduğu bu büyük uygarlığın izlerini taşıdığını ortaya koyar. Böylece Venedik, Batı ile Doğu arasında kültürel bir köprü olmayı başarmış, bu etkileşimi mimarisine de yansıtarak eşsiz bir şehir kimliği kazanmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz