Venedik tarihinin bilinen en eski kaynaklarından biri olan 11. yüzyılda yaşamış tarihçi Giovanni Diacono’ya göre, 10. yüzyılda Venedik’i yöneten II. Pietro Orseolo (991–1008), Venedik’in güçlenmesinde önemli rol oynamıştır. Hem Bizans İmparatorluğu hem de Müslüman ülkelerle elçiler aracılığıyla anlaşmalar yaparak, Venedik’in ticaret yollarında daha etkin olmasını sağlamıştır.
Bu anlaşmalardan biri, Bizans İmparatorları II. Basileios ve kardeşi VIII. Konstantinos’un ortak yönetimi sırasında imzalanmıştır. II. Pietro Orseolo’nun doğrudan talebiyle gerçekleşen bu antlaşma, Bizans ile Venedik arasında imzalanan ilk resmi ticaret anlaşmasıdır Sofia City Tour.
992 Tarihli İlk Ticaret Anlaşması
Mart 992’de imzalanan bu anlaşma, Venedik gemilerinin Çanakkale Boğazı’ndan geçerken ödemek zorunda oldukları vergilerin azaltılmasını sağlamıştır. Bu, Venedik’in ticaret alanındaki büyümesi ve Konstantinopolis’teki (bugünkü İstanbul) faaliyetlerinin artması açısından çok önemli bir gelişmeydi.
Anlaşmada geçen extranei (yabancılar) kelimesi, bazı araştırmacılar tarafından, Bizans’ın Venedik’i artık bağımsız bir siyasi yapı olarak kabul ettiğinin göstergesi olarak yorumlanmıştır. Her ne şekilde olursa olsun, bu ticari adımlar Venedik’in Doğu Akdeniz’deki etkisini artırmıştır San Marco Kilisesi’nin Mimari Özellikleri.
Konstantinopolis’teki Venedik Mahallesi
Venediklilerin, coğrafi konumu ve stratejik önemi nedeniyle Konstantinopolis’te kalıcı bir yer edinme çabaları 1082 yılında başarıya ulaşmıştır. Bu yıl içinde yapılan yeni bir anlaşmayla Venedikliler, Haliç’in güney sahilinde, doğuda eski Yahudi Kapısı (muhtemelen bugünkü Bahçekapı) ile batıda Vigla’dan inen suya (Odun Kapısı civarı) kadar uzanan bir bölgede kendilerine ait bir mahalle kurmuşlardır.
Bu mahalledeki yapılar, practica adı verilen resmi bir belgede ayrıntılı şekilde listelenmiştir. Aynı belgede, mahallenin güney sınırının bir duvarla belirlendiği ifade edilir. Bu duvarın Osmanlı dönemine kadar ayakta kaldığı ve bu nedenle bölgeye “kale altı” anlamına gelen Taht’el-Kal’a adının verildiği düşünülmektedir.
Haliç ve Yabancı Tüccarlar
Venediklilerden önce de Haliç’in güney sahili, çeşitli yabancı tüccarların yerleştiği bir bölgeydi. Bu durum, bölgenin ticaret açısından ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Özellikle Müslüman tüccarların kurduğu Mitaton (gümrüklü ticaret alanı) da bu bölgede bulunuyordu. Bu yapı sayesinde Müslümanlar, hem Bizans hem de Batılı tüccarlarla doğrudan temas kurabiliyordu.
Muhtemelen bu ticaret ağı, Batılı diğer tüccarların da bölgeye yerleşmesini teşvik etmiş ve Venedikliler için hazır bir ortam oluşturmuştur. Bu yerleşim, Venedik’in Doğu’daki kalıcı varlığının ilk örneklerinden biri olarak kabul edilebilir.
Ticaretle Gelen Güç
II. Pietro Orseolo döneminde yapılan anlaşmalar, Venedik’in yalnızca bir denizci topluluk olmaktan çıkıp güçlü bir ticaret devleti haline gelmesinin yolunu açmıştır. Konstantinopolis’te elde edilen mahalle, Venedik’in Doğu dünyasındaki ilk kalıcı varlığı olmuştur. Bu gelişmeler, Venedik’in ilerleyen yüzyıllarda Akdeniz ticaretinin en güçlü aktörlerinden biri olmasına zemin hazırlamıştır.







